Cuma, Aralık 18, 2009

Venedik Bienali

Dünyanın en çekici ve doyurucu bienallerinden birisi olan Venedik Bienali ilk olarak 1895 senesinde düzenlenmiştir. 1930 senesi içerisinde eklenen ve ortaklaşa yürütülen müzik, sinema, tiyatro festivalleri ile birlikte yaklaşık 300000 katılımcıyı ağırlamaktadır. Geçtiğimiz ekim ayının üçünde gerçekleşen Selim Sesler konseri vasıtasıyla, turne menejeri olarak Bienal’i görme fırsatım oldu. Yukarıda bahsettiğim iç içe geçmiş festivaller bütününün müzik ayağı, grubun gerçekleştirdiği konser ile son buldu.

Şehir coğrafi olarak “Burada Bienal yapmalıyız!” deyip öyle kurulmuş gibi adeta. O köprüden bu köprüye yürümek yorucu olsa da, birbirine yürüme mesafesinde olan mekanlar sayesinde size İtalya’nın Bienal şehrine gelmişsiniz gibi hissettiriyor. Şehrin tamamı etkinlikler ile bütünleşmiş durumda. Bienal biletleriyle indirimli veya ücretsiz ulaşım, biletini gösterene her yerde indirimli yemekler vb. Kolaylıklar sağlıyor. Bu şekilde, İstanbul’daki gibi etrafa 50cm*70cm posterler yapıştırmak yerine, tüm şehir ve yaşayanları size bütünüyle bir bienal deneyimi yaşatıyor.

İstanbul’da me şekilde uygulanabilir bilmiyorum ancak parçası olduğumuz çağdaş müzik festivali 53. yaşını kutluyor ve Bienal’in kitlesi ile muhteşem bir ahenk içinde bulunuyor. Değinmeden geçmemek lazım, “merchandising” öyle iki tane tshirt, kitapçık falan değil. Venedik Bienal’i silgisi, çakmağı, shot bardağı, ansiklopedisi, büyük broşürü, defterleri... Aklınıza ne gelirse! İnsanların bu ürünleri almak için ite kaka kapışmalarına da şahit oluyorsunuz, bu da ne denli önemli bir etkinliğin parçası olduğunu hissettiriyor insana.

Venedik batar mı batmaz mı tartışmaları devam ededursun, en az tarihi binaları, coğrafyası kadar öneme kavuşmuş şehrin şanslı Bienali.


Kaynaklar:

Venedik Bienali internet sitesi: www.labiennale.org/en/biennale/history

Murat SEZGİ

> Grup 1 <

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder