Cuma, Aralık 18, 2009

ÜTOPYA

Thomas More'un kazandırdığı Ütopya kelimesi, -olması gereken devleti- anlattığı kitabı ve yalnız o ülkenin adı olmaktan çıkıp bu türdeki yazının genel adı olmuştur. Genel özellikleriyle, Thomas More'un Ütopya adındaki adasında mülkiyet ortaktır, herkes ihtiyaç kadar üretir ve ihtiyaçları kadar kullanır, Ütopya sakinleri günde 6 saat çalışmak zorundadırlar, geriye kalan zaman kendilerini bedensel ve zihinsel olarak geliştirebilecekleri çeşitli uğraşlara ayrılmıştır.Yurttaşlar yönetim ve varsa yönetimde oluşan çarpıklıklar hakkında konuştuklarında susturulmazlar ve Ütopyalılar savaşa karşı bir tutum benimsemişlerdir, esirlerin çocukları özgür ülke vatandaşı sayılırlar.
Diğer bir ütopya da Francis Bacon'ın Yeni Atlantis'idir.(Bacon da lord chancellor'luk yapmış.) More'un toplumun çarpık düzenine karşı bir eleştiri niteliğinde yazdığı ütopyasında önem verilmeyen maddi güç ve para, Bacon'ın içinde yetiştiği dönem dolayısıyla yapılan yorumlara göre bu düzende çok fazla eleştirdiği bir konu değildir.(More, krala başkaldırarak chancellorluktan çekilirken, Bacon rüşvet aldığı için bu görevden uzaklaştırılmış.) Yeni Atlantis'te, Peru'dan Çin'e ve Japonya'ya giden gemiciler Yeni Atlantis diye anılan Ben Salem adasına varırlar, adalılar, bir mucize sonucu denizden yükselen bir ışık sütununun üstünde haç gördükten sonra Hıristiyanlığı benimsemişlerdir. Avrupalıları ahlaki açıdan eleştirirler, orada kötü,cinselliğin kullanıldığı hiç bir yer ve insan olmadığını, basitçe tanışıp evlendiklerini söylerler. Bacon, More'un ütopyasındaki eş seçimiyle ilgili bölümü eleştirerek evlenmeden önce birbirlerini çıplak gören çiftlerin beğenmedikleri takdirde karşı tarafı reddetmelerinin hakaret olduğunu, buna Yeni Atlantis'te her şehrin yakınındaki iki havuzda evlenecek olan çiftlerin arkadaşlarının evlenecek olanları çıplak görmelerine izin vererek daha iyi bir çözüm bulunduğundan bahseder. More için uygarlık, halkın yönetime eşit haklarla katılması ve servetin eşit dağılımıyken Bacon'a göre ön planda olan yönetimden çok bilimin ilerlemesidir, ona göre uygarlık bilimin insan hayatına egemen olmasıdır.''Yeryüzünün en soylu kurumu'' olarak nitelendirdiği Süleyman'ın Evi adındaki bilimsel çalışma kurumundan ve burada yapılan ameliyatlardan,meteoroloji kulelerinden ve aşılamalardan söz eder.
Ben Salem'i bu araştırma kurumunun önde gelenleri yönetir. Platon'da da olan kendi çıkarlarını gözeten oligarşik bir yönetim isteği açısından benzerlikler gördüm(filozofun devleti yönetmesi,zengin bilim adamlarının Atlantis'i yönetmesi). Ütopya'da eğitim, tüm halka katkı sağlayan, geliştiren ve toplu ilerlemeyi sağlayan bir uğraşken Yeni Atlantis'te biraz daha halktan kopuktur.
Diğer bir ütopya ise Tommaso Campanella'ya ait Güneş Devleti'dir. (Civitas Solis) Bu kitabı, İspanyol boyunduğuna karşı katıldığı ayaklanma sonucu 27yıl mahkum edildiği zindanda yazmıştır.Kitabında Ütopya'dan esinlendiğini anlatır.Güneş Ülkesi'nde de halk ülkenin varını yoğunu paylaşır ve birlik içinde yaşarlar, yemekler ortak sofrada yenir, burada yaşayanların evleri, odaları, tüm eşyaları ortaktır.(Moskova'daki bir parkta Marksizm'e katkıda bulunan on düşünürün adının arasında Thomas More ve Campanella'nın da isimleri varmış.) Güneş Devleti'nde maddiyatın önemi azaldıkça insana duyulan sevginin arttığı düşünülür, burada başka dinlere de saygı vardır ve şükrettikten sonra ayrım gözetmeksizin Hristiyan,Pagan,Yahudi kahramanlar hakkında hikayeler de anlatılır. Günde 4 saat çalışırlar ve geriye kalan zamanı Ütopyalılar gibi sanat,bilim ve diğer uğraşlara ayırırlar. Hasat ve ekim zamanlarında imece usulü çalışırlar ve kadın-erkek ayrımı yoktur. Bilim Ütopya'daki kadar önemli ve din etkisinden uzaktır.Yeni Atlantis etkisiyle yelkensiz ve küreksiz gemiler yaptıklarını söylerler. Ülkeyi rahip yönetir (oysa Ütopya'da laik bir yönetim vardı). Sağlıklı bir soy yetiştirmeye çalışırlar. Yöneten rahip kalıcıdır ve ancak kendi isteğiyle yönetimi devredebilir. Astrolojiye kadın-erkek ilişkilerinde önem verilir, eş seçimi beden durumları göz önünde bulundurularak yönetim tarafından bireyler için yapılır. Ütopyalıların aksine savaşmayı severler.Cinselliğin toplum yararına düzenlendiği söylenir. Burada makinalar önemlidir (Aristotales'in ''gerekli makinalar olsa kölelere gerek kalmazdı'' düşüncesi etkisiyle olabilir.) Karşılaştırınca Ütopya'nın, diğer iki ütopyaya göre en ılımlı ve mantıklı olan olduğunu düşünüyorum, Bacon'ınki siyasi ve yönetimle ilgili bir tablo çizmekten çok bilimin geliştirildiği ve tek amacın bu olduğu bir yer, Güneş Devleti de, devletin bireylerin hayatında daha çok söz sahibi olduğu, daha çok etki ettiği ve özgürlüğün daha çok kısıtlandığı bir yer gibi, hatta günümüz distopyalarına neredeyse benziyor. Daha az duygu, makineleşmiş bireyler, ''akıl'',''güç'',''sevgi'' diye, Orwell'in 1984'ünde olduğu gibi üçe ayrılmış, özel hayata daha çok etki etmeyi kendisinde hak gören yönetim... Ütopya'daki haliyle neredeyse tam anlamıyla olması gereken, en iyi yönetim gibi ancak hayata geçtiğinde ne kadar iyi de devam etse etkiler sonucunda ve işin içinde insan faktörü ve egosu olduğu için zamanla saflığını kaybeden bir durum var, bu etkenler olmasa belki hiç bir ütopya distopyaya dönüşmezdi.

Emel PİLAVCI
> Grup 2 <

1 yorum: