Pazartesi, Aralık 21, 2009

Ütopya

Dönemin yönetimsel haksızlıklarına, sınıf egemenliğine, paranın azınlık tarafından kazanılıp, büyük çoğunluğun fakirlik içinde yaşaması gibi sorunlara karşı bir model öneren, dönemin düşünen ve cesaretli beyinlerin oluşturduğu modellerdir ütopyalar. Bu noktada ütopyaların önemi doğruluğu yada yanlışlığından çok model teşkil etmelerinden geçmektedir. Her bir modelin (hayalin) kendi içerisinde tutarlı olan olmayan, uygulanabilir olan yada olmayan yönleri bulunmaktadır. Platon benzer bir çalışmayı çok önce "Republic" eserinde ortaya koymuştur. Bu ve benzer çalışmalar kuramsal olarak bugünkü sosyalizm kuramının ortaya atılmasında önemli rol oynamışlardır. Sınıfsız ve parasız bir toplum hayali daha sonraki kuşakların da oldukça ilgisini çekmiş ve nihayet Karl Marx "Das Kapital" ile bu modellerin kuramsal ve ekonomik alt yapısını oluşturmuştur.

Okuduğumuz Colombus ve Bartolome metinleri ile ütopyacılar arasında bağlar bulunmaktadır. Colombus sayesinde yeni bir kıta ile karşılaşan Avrupalılar bu kıtadaki yaşam ile ilgili bilgilere ulaştıkça başka bir dünyanın gerçekleşebileceği ile ilgili fikirlerini daha güçlü savunabilir hale gelmişlerdir. Zira Colombus'un günlüğü ve mektubunda adalardaki insanların mülkiyet kavramının olmadığı, Krallar yada büyük otoriteler tarafından yönetilmediği, insanların altın, para yada mücevher gibi şeylere değer vermedikleri ve diğer yandan da büyük bir alçak gönüllülük ve mütevazılık içinde beraberce yaşadıkları anlatılmıştır. Bu bilgilerin Avrupa'daki aydınları etkilemiş olması kaçınılmazdır.

Ütopyalardaki toplum fikri bir mutual bir yaşam fikrinden gelişmektedir. Bu noktada bazı kuralların olması normaldir. Bu kurallar bireyin çıkarından çok toplumun çıkarına hizmet etmek amacı ile konulmaktadır. Bize uyan uymayan, tutarlı olan olmayan yada insan "doğasına uymaz" dediğimiz noktalar olabilir ( "insan doğası" kavramı da oldukça tartışmaya açık bir konudur.). Zaten bu hayallerin mükemmel olmasını beklemekte komik olur. Önemli olan yakılan ateşin büyümesine katkıda bulunmaktır. Belki bu sayede daha doğru sistemlerin kurulabilmesi için gerekli iradeler sağlanabilir.


Emrah Kara


> Grup 2 <

3 yorum:

  1. pre-epik açıklama..güzel..

    YanıtlaSil
  2. Yalnızca belirli bir dönemin yönetimsel haksızlıklarından yola çıkılarak bir ütopya kavramı oluşturmanın olanaklı olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü ütopyayı oluşturmak isteyen kişi yalnız kendi yaşadığı döneme bağlı olarak bunu gerçekleştiremez. Bu kişinin yaşadığı dönemi bilmesinin yanı sıra geçmiş dönemlere ait deneyimleri de bilmesi gerekir. Böylece geçmişi ve bugünü tahlil ederek geleceği tahayyül edebilir. Aksi halde bu, kişinin ütopyası değil hayali olur.
    Hayal, ideal olanı ve/veya ideal olmayanı barındırırken, ütopya sadece ideal olanı barındırır. Bu noktada hayal ve ütopya birbirinden ayrılırlar.
    Yasin Doğan

    YanıtlaSil
  3. Yalnızca belirli bir dönemin yönetimsel haksızlıklarından yola çıkılarak bir ütopya kavramı oluşturmanın olanaklı olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü ütopyayı oluşturmak isteyen kişi yalnız kendi yaşadığı döneme bağlı olarak bunu gerçekleştiremez. Bu kişinin yaşadığı dönemi bilmesinin yanı sıra geçmiş dönemlere ait deneyimleri de bilmesi gerekir. Böylece geçmişi ve bugünü tahlil ederek geleceği tahayyül edebilir. Aksi halde bu, kişinin ütopyası değil hayali olur.
    Hayal, ideal olanı ve/veya ideal olmayanı barındırırken, ütopya sadece ideal olanı barındırır. Bu noktada hayal ve ütopya birbirinden ayrılırlar.
    Yasin Doğan

    YanıtlaSil